Çölyak hastalığı, genetik yatkınlıkla ilişkili olarak, buğday, arpa ve çavdar tahıllarında bulunan, glutelin ve prolamin adlı aminoasitlerin suyla birleşmesi sonucu oluşan "gluten" adlı proteine karşı bağışıklık sisteminin anormal bir tepki vermesiyle ortaya çıkan otoimmün bir hastalıktır. Gluten tüketimi, bağışıklık sistemi tarafından zararlı olarak algılanır ve ince bağırsakta hasara yol açar.
Çölyak hastalığının belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Ancak çoğu zaman gluten içeren gıdaların tüketilmesiyle birlikte vücutta bazı tepkiler ortaya çıkar. En yaygın semptomlar şunlardır:
Ayrıca, bağırsaklarda oluşan hasar nedeniyle bazı vitamin ve minerallerin emilimi azalabilir. Özellikle B12 vitamini, demir, folik asit, kalsiyum, magnezyum ve D vitamini eksiklikleri görülme olasılığı yüksektir. Bu durum uzun vadede kemik erimesi, anemi ve nörolojik semptomlara da neden olabilir.
Çölyak hastalığının tanısında ilk olarak kan testleri kullanılır. Anti-gliadin antikorları, anti-endomisyum antikorları ve anti-doku transglutaminaz (tTG) antikorları, çölyak hastalığına özgü otoimmün tepkileri gösterebilir.
Kesin tanı ise genellikle ince bağırsak biyopsisi ile konur. Bu biyopsi, bağırsaklardaki villus adı verilen yapıların zarar görüp görmediğini ortaya koyar.
Unutulmamalıdır: Tanı sürecinde glutensiz diyete başlamadan önce testlerin yapılması doğru sonuçlar alınması açısından oldukça önemlidir.
Çölyak hastalığı, genetik faktörlerin yanı sıra çevresel etkenlerin ve bağışıklık sistemi yanıtlarının birleşimiyle gelişir. Ailede çölyak hastalığı olan bireylerde risk daha yüksektir. Özellikle tek yumurta ikizlerinde bu oran daha da artmaktadır.
Çevresel risk faktörleri arasında şunlar yer alır:
Yetişkinlerde ise çölyak hastalığının ortaya çıkışında veya şiddetlenmesinde stres, viral enfeksiyonlar ve iltihaplı bağırsak hastalıkları (örneğin Crohn hastalığı) etkili olabilir.
Glutensiz beslenme, çölyak hastalığının tek ve en etkili tedavi yöntemidir. Bu diyet ömür boyu sürmelidir. Çok az miktarda bile gluten alınması, bağırsaklarda yeniden hasar oluşmasına ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu hasar; ağrı, sindirim bozuklukları ve bağışıklık sisteminde dengesizlik gibi sonuçlar doğurabilir.
Ve gluten içeren tahıllardan yapılmış her türlü ürün:
Greçka**, kinoa, yulaf* (glutensiz) ve kurubaklagiller, buğday, arpa ve çavdar ile kaybedilen karbonhidrat, posa, vitamin ve mineralleri yerine koymanızı sağlar. Bu nedenle bu besinlerin tüketimi önemlidir.
* Yulaf: Yulaf doğal olarak gluten içermez ancak üretim ve paketleme aşamasında glutenle kontamine olabilir. Bu nedenle yalnızca “glutensiz” ibaresi taşıyan yulaflar tercih edilmelidir.
** Greçka (Karabuğday): Alerjik reaksiyon riski olabileceğinden, gözlem yaparak ve dikkatli bir şekilde tüketilmesi önerilir.
Süt ve süt ürünleri: Çölyak hastalarında bağırsak hasarı nedeniyle laktoz sindirimi zor olabilir. Laktozsuz süt tüketimi daha iyi bir seçenek olabilir. Yoğurt ve peynirde ise laktoz oranı çok düşük olduğu için genellikle sorun yaratmaz.
Glutensiz unla yapılmış bazı paketli ürünler (örneğin ekmek, makarna, kek) yüksek miktarda nişasta, şeker ve doymuş yağ içerir. Bu ürünlerin sürekli ve yüksek miktarda tüketilmesi önerilmez. Bunun yerine doğal olarak gluten içermeyen gıdalarla beslenmek sağlıklı bir tercih olacaktır.
Örneğin, glutensiz ekmek yerine ev yapımı mısır ekmeği, nohut unlu tarifler veya tahinli ekmek gibi alternatifler kullanılabilir.
Bazı gıdaların etiketinde gluten ifadesi yer almasa da, içeriğinde gluten katkı maddeleri bulunabilir. Örneğin, bazı kuruyemişlerde kabarıklık sağlamak amacıyla gluten kullanıldığı görülebilir. Bu nedenle ambalajlı ürünlerin içerikleri dikkatle okunmalıdır.
Glutensiz diyete geçen bireyler, market alışverişi yaparken her paketli ürünün içindekiler kısmını detaylıca incelemelidir. “Gluten içermez” ya da “gluten-free” ibaresi bulunan ürünler tercih edilmelidir. Şüpheli içeriklerde üretici firmayla iletişime geçmek önemlidir.
Gluten bulaşı riski, mutfakta kullanılan ekipmanlar yoluyla da oluşabilir. Glutensiz yemek hazırlarken kullanılan kaşık, tava, kesme tahtası gibi mutfak araçları ayrı tutulmalıdır. Fırın, tost makinesi gibi cihazlar da glutenli ürünlerle temas etmişse bulaş riski doğurabilir. Bu nedenle çölyak hastaları için ayrı mutfak düzeni ve ekipman kullanımı önerilir.
Çölyak hastalığında diyete tam uyum, bağırsaklardaki iyileşmenin sağlanması ve uzun vadeli komplikasyonların önlenmesi açısından hayati önem taşır. Ara sıra yapılan gluten tüketimleri bile bağırsakta iltihaplanmayı yeniden başlatabilir.
Çölyak hastalığı yaşam boyu dikkat gerektiren bir sağlık sorunudur. Ancak doğru bilgi ve beslenme alışkanlıklarıyla sağlıklı bir yaşam mümkündür. Etiket okuma alışkanlığı kazanmak, gluten içermeyen doğal besinleri tercih etmek ve çapraz bulaşmayı önlemek çölyak yönetiminde temel taşlardır.
Çölyak hastalığının tek tedavi yöntemi glutensiz beslenmeye sadık kalmaktır.
Yumurta
Peynir
Zeytin
Mısır ekmeği/glutensiz ekmek
Domates, salatalık
Sebze çorbası (unsuz)
Kurubaklagil yemeği
Kinoa/greçka/pirinç pilavı
Yoğurt
Mısırlı salata
Ev yapımı glutensiz kurabiye (“glutensiz” yulaftan yapılmış)
Kuruyemiş (pakette “glutensiz” yazmalı)
Ayran
Fırın sebzeli tavuk
Kinoa/greçka/pirinç pilavı
Salata
Laktozsuz süt/kefir
Meyve
Gluten içermeyen örnek, sağlıklı bir beslenme planıdır. Tüketilmesi besinler ve miktarları; kişinin diğer hastalıklarına, yaşına, fiziksel aktivitesine, cinsiyetine göre değişiklik gösterir. Size en uygun glutensiz diyet için diyetisyene danışmak önemlidir.
Glutensiz beslenmek sağlıklı mı?
Eğer dengeli bir şekilde doğal ve besleyici glutensiz besinlerle yapılırsa sağlıklıdır. Ancak işlenmiş glutensiz ürünlerin (glutensiz makarna, glutensiz ekmek, glutensiz kek-kurabiye vb.) yüksek nişasta, şeker ve doymuş yağ içeriği nedeniyle fazla tüketimi sağlığı bozabilir. Yalnızca gluten intoleransı teşhisi almış veya gluten hassasiyeti olan kişilerin uygulamaları gerektiği unutulmamalıdır.
Yulaf, çölyak hastaları için güvenli midir?
Sadece "glutensiz" ibaresi taşıyan yulaflar güvenlidir. Diğer yulaflar üretim sırasında glutenle kontamine olmuş olabilir.
Dışarıda yemek yerken nelere dikkat edilmeli?
Çölyak hastaları restoranlarda çapraz bulaşma riski nedeniyle dikkatli olmalıdır. "Glutensiz" ibaresi olan menüler tercih edilmeli ve mutfak personelinden bilgi alınmalıdır.
Çölyak hastalığı geçici mi?
Hayır. Çölyak hastalığı ömür boyu süren bir otoimmün hastalıktır.